Yeryüzündeki madenler düzensiz bir şekilde dağılmışlardır.Çok zengin bölgelerin yanı sıra madenden tamamen yoksun uçsuz bucaksız arazi görürüz.Acaba bu durumu açıklayacak bir neden var mıdır?Evet, iki neden vardır.Biri kayaların orijinlerine, bileşimlerine ve bünyelerine dayanırken diğeri insanoğlunun bulunduğu bölgedeki araziyi tanımasına ve bu yolda gösterdiği çabaya bağlıdır.
Birinci nedeni inceleyelim :
Belirli bir madenin bulunup bulunmaması o bölgedeki kayaların petrografik bünyelerine bağlıdır.Yakıt olarak yararlanılabilecek fosiller ve petroller sedimanter kayalar olarak nitelendirilebilirler.Bunlara örnek olarak en eski, yakılabilir fosilleri verebiliriz.En değerli olarak bilinen bu tür yakacak fosillerin geografik dağılımı, tabiatıyla en eski sedimanter kayaların bulundukları bölgelere rastlar.Özellikle ve bilhassa kuzey yarım küresinde bulunurlar ve miktar olarak dünyanın karbon fosilden elde edilen ihtiyacının %90′ına tekabül ederler.
Bu rezervler 6 memleketi imtiyazlı yapmıştır.Bunlar : Amerika, Rusya, İngiltere, Almanya, Polonya ve Fransadır.
Mineraller arasında büyük önemi ve yeri olan petrole gelince : Petrol yatakları bilhassa üçüncü çağın muazzam kaya kıvrımlarıyla palezoik çağın düzlükleri arasında meydana gelmişlerdir.Bu kayalar ve bu bölgelere özellikle Amerika, Venezuela, Sovyet Rusya, Arabistan, İran ve Irakta rastlanır.Amerika’nın dünya petrol ihtiyacının %50 sini elde ettiğini ve saymış olduğumuz diğer altı devletin de bu ihtiyacın %90ını karşılayabildiğini örnek olarak verebiliriz.
Gelelim ikinci nedene : Günümüzde hızla elde edilen bilimsel gelişmeye rağmen, insanoğlunun hala yeryüzünün madensel olanakları husunda yeterli bir bilgiye sahip olmadıkları gözükmektedir.
Madenlerin büyük bir kısmı bilinen ve keşfedilmiş topraklardan elde edilmekte ve bu da dünya yüzeyinin %13üne tekabül etmektedir.Arta kalan %87si kimbilir ne büyük zenginliklere sahip bulunmaktadır.
Sibiryanın Üstünlüğü :
Yeryüzünün en büyük maden havzalarından bazıları Sibirya’da bulunmaktadır.Tomsk’un güneyinde ve batı Sibirya’da bulunan Kuznetsk bölgesinde elde edilen 55 milyon tonluk kömürle burası kömür istihsal eden devler arasına girmektedir.
Baykal Gölü doğusundaki Transiberya hattı üzerindeki diğer bir havza da takriben yıllık 50 milyon tonluk ürünüyle devler arasındaki sırasını almaktadır.
Dünyanın ikinci petrol havzası, Güney Rusya’da Bakü’de bulunmaktadır.
Güney Urallar ile merkezi Volga arasındaki binlerce kilometre tutarındaki bu alanda, sayıları hızla çoğalan binlerce petrol kulesinden çıkan petrol alevi her geçen gün geceleri çevreyi biraz daha fazla aydınlatmaktadır.Bu bölge hemen hemen Kuveytteki üretimin yarısını verecek zenginliktedir.
Karayip Denizkulağındaki Petrol :
Venezueladaki Karayip denizkulağı dünyanın en acaip yerlerinden biridir.Çok büyük bir göle benzeyen bu bölgedeki su, durgun ve biraz derindir.Üzerine ormanddaki ağaçlar gibi dikilmiş bulunan binlerce petrol kulesi bu alanın dünyaca belli başlı petrol kaynaklarına sahip olduğunu göstermektedir.Karayip denizkulağı böylece bu sahanın en büyük petrol yatağı olduğunu ispatlamaktadır.Yaklaşık olarak her yıl 100 milyon ton petrol istihsal edilmekte ve büyük Aruba, Çuraçao, Trinitad rafinerilerinde işlenmektedir.
Petrol Körfezi :
İran Körfezi tam anlamıyla bir petrol körfezidir.Yeryüzünün en büyük petrol yataklarından bazıları bu sahillerde bulunur.
Kuveyt, Katar, Suudi Arabistan, Bahreyn Adaları, İran gibi isimler işte bu bölgede fışkıran petrolün, yüzbinlerce sıra sıra kuyuların ve en büyük rafinerilerin sahibidirler.
Durgun sular altından çıkartılan petrolü de dahil edecek olursak yıllık istihsalin 220 milyon tonu bulduğunu ve bu miktarın hemen hemen tamamının Avrupa’ya ihraç edildiğini belirtebiliriz.
Altın Afrikadan Gelir :
Tepeleme dolu 30 tren vagonunun taşıyabileceği 550 ton altın!İşte Güney Afrikanın istihsal ettiği yıllık altın miktarı bu kadardır.
Dünyanın en büyük altın havzası Johannesburg civarındaki Transvaal’dedir.Bu bölgeye beyaz sular tepesi anlamına gelen Witwatersrand adı verilmiştir.Bu uzun tepelerin sırtlarında on tane altın madeni ocağı vardır ve bu madenlerden dünyanın en verimli altını elde edilmektedir.Genellikle başka yerlerde bir ton kayadan 6-10 gram kadar altın elde edilebildiği göz önünde bulundurulursa bir ton kayadan 8 ila 15 gram altın çıkarılabilen bu bölgenin altın yönünden ne kadar verimli olduğu daha iyi anlaşılır.
Malezyanın Kalayı :
Bir zamanlar korsalarıyla ün yapmış olan Malezya, günümüzde kalay üretimi ile tanınmıştır.Yeryüzünün en fazla kalayı yıllık takriben 39000 ton ile bu bölgeden çıkar.Bu dünya üretiminin %40 ı kadardır.
Kongo = Yranyum,Radyum, Kobalt – Elmas ve Bakır
Bu beş kelime Kongo’nun neden dünyada çok büyük bir önem taşıdığını belirtmeye yeter de artar bile.Bu maden cevherleri genellikle memleketin güneyinde toplanmıştır.Uranyum, radyum ile kobalt; Elisabetville’in kuzey batısında bulunur.Elmas madenine gelince Kasai deki madenler dünya üretiminin %60ını verirler.
Amerikanın Bakırı :
En fazla bakır üreten kıta Amerikadır.Ancak maden havzaları çok dağınık bir şekilde bulunmaktadırlar.Bu sahada Şili, dünya ikinciliğini elinde tutar ve And dağlarının Chuquicamata ile Potrelillos bölgeleri arasında yeryüzünün en büyük maden işletmeleri bulunur.Bu sahalarda yılda 500000 ton maden elde edilir ki bu da takriben dünyadaki tüm üretimin altıda birine tekabül eder.
Alüminyum Krallığı Jamaika :
Jamaika’da boksitle ilgili hikaye çok ilginçtir.
Yakın zamanlara dek dünya ihtiyacının dörtte biri Hollanda Ginesi tarafından karşılanıyordu.1952′de Jamaikada büyük boksit madeni yatakları keşfedildi.Bu maden yatakları o derece büyükti ki ilk yedi yılda elde edilen maden, tüm Gine istihsalini geçmeye yetti.Alüminyüm üretiminde bugün Jamaika dünyanın en büyük maden havzasına sahiptir.
Yılda ürettiği takriben 6 milyon ton boksit dünya istihsalinin üçte birine eşittir.
kaynak:makaledeposu.blogcu.com
Bu içerik internet kaynaklarından derlenmiştir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder